Muhterem Kardeşlerim!
Bundan tam 1447 sene evvel 571 yılının Rabîulevvel ayıydı. Arap yarımadasında adına Cahiliyye denilen çok kötü günler yaşanıyordu. Tüm bu karmaşanın yaşandığı o zor günlerde Mekke’nin ileri gelenlerinden Abdülmuttalib’in evinde bir telaş vardı. Sabaha karşı, karanlıkları yırtan bir ışık yansıdı göklere o evden. Bir bebek sesi duyuldu Mekke sokaklarında. Bu, âlemlere rahmet vesilesi olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (s.a.s.) sesiydi.
Anadolu’nun bir köyünde yaşayan Eyüp dede,Eyüp Sultan’ı ziyaret etmek hasretiyle yanıp tutuşmaktadır. Kızı ve damadı ise yaşlı ve hasta olması nedeniyle onun bu hayaline kavuşmasına pek sıcak bakmamaktadır. FakatEyüp dedesık sık bu hayaline kavuşmak için evden kaçmaktadır.
Karşindakinin düşünmesini sağlamak gerek
çocuk sonunda bir yaraticinin olduğunu kabul ediyor ve şehadet getiriyor elhamdulillah.
bu nurcularin en sevdiğim yönü allahin varliğini güzel anlatiyorlar.
Takva kelimesi sözlükte “korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, dindar olmak, itaat etmek, korkmak, çekinmek”; ıstılahta ise “dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterilen titizlik” anlamında bir kavramdır.
Kulağımdan ve gözümden beni ölünceye kadar faydalandır. Dinimde ve bedenimde bana sağlık ve güvenlik ver. Hakkımı alıncaya kadar zulmedene karşı bana yardım et...
Kur’ân-ı Kerîm bizim hayat damarımız. Tutunacağımız iki sağlam kulpun birincisi. Hayatı yaşanılır kılan bütün güzel hasletlerin kaynağı.
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler var ya, verdikleri onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükâfat da vardır.”[i]
Akide, inanç esasıdır.
İnanç esası ise, dinin ana formatıdır.
Mü’min o ana formatı bilen, benimseyen, özümseyen ve onu kişiliğinin ana dokusu haline getiren insandır.