Değerli Cemaat!
Yüce Rabbimiz, bize Kur’ân-ı Kerîm’in birçok ayetinde iman edip salih ameller işlemeyi emreder. Bu amellerin bir kısmı, namaz, oruç, zekât, hac, kurban gibi Allah ile kul arasındaki ilişkiyi ilgilendiren ibadetlerdir. Amellerin bir diğer bölümü ise nikâh, alışveriş, vasiyet ve miras gibi kullar arasında icra edilen uygulamalardır. Müminler olarak, bunların her birini Allah Teâlâ’ya yakınlaşmak için birer fırsat görmeliyiz. Ancak, Allah’ın rızasını kazanmak için işlediğimiz ameller bazı şartlara sahip olmalıdır.
Sıtkı Çoban
“De ki: Ey kendi nefsleri aleyhine israfta bulunan, haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer 53)
Bu mübarek âyet-i kerime Allah Tealâ’nın ehl-i iman hakkındaki rahmetinin genişliğini, mağfiret ve azametini bildiriyor. İnsanların, daha fırsat elde iken Hakk’a yönelerek hayatlarını düzene koyup Allah Tealâ’ya teslim olmalarını tavsiye ederken, azabı hak edenlerin ahirette duyacakları pişmanlığın bir fayda vermeyeceğini de zımnen bildirmiş oluyor.
- Şeytanın en çok hoşuna giden şeylerden birinin eşler arasını ayırmak olduğu şeklinde bir hadis olduğu söyleniyor. Bu hadis tam olarak nasıldır?
- Bunun için hangi tedbirleri almalıyız ki, şeytanın etkisi altına girmeyelim?
Ölü Kabre Girince Neyle Karşılaşır Herşeyden Daha Önce DÜNYA VE KABİR HAYATI CENNET VE CEHENNEM

ل ». وَرَسُولُهُ أَحَبَّ إِلَيْهِ مَِّا سِوَاهَُا، وَأَنْ يُِبَّ الْمَرْءَ لَ يُِبُّهُ إِلَّ ،ِِّٰ وَأَنْ يَكْرَهَ أَنْ يَعُودَ فِي الْكُفْرِ كَمَا يَكْرَهُ أَنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ
Enes (r.a.)’ın Nebi (s.a.v.)’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur:
’Üç (haslet) vardır ki onlar her kimde bulunursa imanın tadını bulur:
1- Allah ile Rasûlü kendisine, o ikisinin dışındaki şeylerden daha sevgili olması.
2- Bir kimseyi, yalnızca Allah için sevmesi.
3- (Allah onu küfürden kurtardıktan sonar tekrar) küfre dönmekten, ateşe atılmaktan hoşlanmadığı gibi hoşlanmaması.’1
Asıl mesele insanın iman iddiasında sesini yükseltmesi değil bilakis, imanın tadını tatmasıdır. İmanın tadı manevi olduğundan, ’onun tadı nasıl olur?’ diye bir soru akıllara gelebilir.